Vefat eden eşin borçları konusunda nasıl bir yol izlenmeli?
Burada ölen kişinin ölmeden evvel mal varlığına ve borçlarının durumuna bakmak gerekir. Bunu neden söylüyorum? Şayet miras bırakanın Orhan velinin sözünü ettiği Süleyman efendi gibi depoya konulacak bir tüfeği dahi yoksa yani mal varlığı yerine yalnızca borç bırakmışsa zaten acze düşmüş demektir ve eğer bu durum açıkça belli ise veya resmen tespit edilebiliyorsa zaten miras.
Reddedilmiş sayılır çünkü bildiğiniz gibi mirasçılar miras bırakanın borçlarından kişisel olarak sorumlu olurlar ve çoğu zaman ölenin ardından çok az kişi sadece borçlarını üstlendiğinden bu tür bir durumda miras kendiliğinden reddedilmiş sayılır ki mağduriyet yaşanmasın. Şayet murisin yani miras bırakanın borçları varsa ama aynı zamanda mal varlığı da bırakmışsa burada mal varlığının borçlarını karşılayacak nitelikte olup olmadığına bakmak gerekiyor.
Eğer borcu malından fazlaysa bu durumda sağ kalan eş eşinin ölümünü öğrendiği tarihten itibaren 3 ay içerisinde mirası reddetmeleri aksi takdirde eşinden kalan borçları kabul etmiş sayılacaktır. Peki miras nasıl reddedilir?
Mirasçılar vefat edenin son ikametgahının olduğu yerdeki sulh mahkemesine giderek sözlü veya yazılı beyanda bulunup mirası reddettiklerini belirttiler. Reddin, kayıtsız ve şartsız olması gerekir. Sulh hakimi başvuranların sözlü veya yazılı ret beyanını 1 tutanakla kayıt altına alır.
Red beyanı eğer süresi içinde yapılmışsa, mirasın açıldığı yerin sulh mahkemesince özel kütüğüne yazılır ve reddeden mirasçı isterse kendisine reddi gösteren 1 belge verilir. Peki herkes mirası reddederse, murisin kalan malvarlığı ve borçları ne olur? Kişi sanki iflas etmiş gibi müflislerin mal varlığına uygulanan şekilde bir işlem olur ve miras. Tasfiye edilir. Tasfiye sonrasında alacaklar ve borçlar hesaplanıp borçlara ödenir. Eğer hala borcu kaldıysa artık helal etme yoluna gitmekten başka durum olmayacaktır.